Hukuk sistemimizde
ceza avukatlığı adı altında ayrıca bir branş yoktur. Halk arasında ceza
davalarıyla daha çok ilgilenen avukatlara ceza avukatı denmektedir. Ceza
avukatı suç işleyen kişilerin suçun işlenmesinden sonra başlayan ceza soruşturması
veya yargılaması sırasında hukuki yardım yapan ... Devamını oku Hukuk sistemimizde
ceza avukatlığı adı altında ayrıca bir branş yoktur. Halk arasında ceza
davalarıyla daha çok ilgilenen avukatlara ceza avukatı denmektedir. Ceza
avukatı suç işleyen kişilerin suçun işlenmesinden sonra başlayan ceza soruşturması
veya yargılaması sırasında hukuki yardım yapan kişidir. Ceza avukatı, müvekkiline maddi gerçeğin ortaya çıkarılması konusunda destek
sunar.
Ceza hukuku kişinin hürriyetini kısıtlayıcı
etkiye sahip bir alan olduğundan kişilerin tüm aşamalarda savunma ve iddialarını
iyi şekilde yapmaları, yasal süreleri kaçırmamaları ,kendilerini doğru şekilde
ifade edebilmeleri,haklarını etkin bir biçimde ileri sürmeleri gerekir.Tüm bunlar uzmanlık gerektirdiğinden
muhakkak ceza hukuku alanında uzmanlaşmış bir avukatla çalışılmalıdır.
Öncelikle HAGB kararı kişinin hayatına bir
kısıtlama getirmeden adli sicilinin bozulması ve haklardan mahrum
bırakılmasının önüne geçilmesi amacıyla kabul edilen kişiye verilen şarta bağlı
ikinci bir şans veya af olarak özetlenebilir.
Kişi hakkında verilen cezanın belli bir
süre içinde sonuç ... Devamını oku Öncelikle HAGB kararı kişinin hayatına bir
kısıtlama getirmeden adli sicilinin bozulması ve haklardan mahrum
bırakılmasının önüne geçilmesi amacıyla kabul edilen kişiye verilen şarta bağlı
ikinci bir şans veya af olarak özetlenebilir.
Kişi hakkında verilen cezanın belli bir
süre içinde sonuç doğurmaması denetim süresi devam ederken yükümlülüklerin
aksine davranılmaz ve kasten bir suç işlenmez ise dava düşer ve ceza kararı
ortadan kaldırılır.
HAGB nin uygulanabilmesi için sanığın daha
önce kasıtlı bir suçtan hüküm giymemiş olması,sanığın yargılama sırasındaki
davranışları sonucu bir daha suç işlemeyeceği kanaatine varılmış olması,suç
sonucu meydana gelen zararın giderilmesi
, yargılama neticesinde hükmedilen cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis
veya adli para cezası olması,hükmün açıklamasının geri bırakılmasının sanığın
kabulüne bağlı olması gerekir.
HAGB kararı ertelenemez ve seçenek
yaptırımlara çevrilemez.Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bunlara
özgü bir sisteme kaydedilir.Savcı ,hakim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde görülür.HAGB
kararları sabıka kaydında görünmez.
Türk Ceza Kanunun 81.
maddesinde ‘Bir insanı kasten öldüren kişi müebbet hapis cezası ile cezalandırılır’ hükmü
düzenlenmiştir.Nitelikli halleri de TCK madde 82 de düzenlenmiş olup kanunun koruduğu temel hukuki değer insanın
yaşam hakkıdır.Suçun nitelikli şekilleri A-tasarlayarak öldürme,
B-... Devamını oku Türk Ceza Kanunun 81.
maddesinde ‘Bir insanı kasten öldüren kişi müebbet hapis cezası ile cezalandırılır’ hükmü
düzenlenmiştir.Nitelikli halleri de TCK madde 82 de düzenlenmiş olup kanunun koruduğu temel hukuki değer insanın
yaşam hakkıdır.Suçun nitelikli şekilleri
A-tasarlayarak öldürme,
B-canavarca hisçe ve
eziyet çektirerek öldürme
C-yangın ,su baskını, tahrip bastırma yada
bombalama, biyolojik veya kimyasal silah kullanmak suretiyle insan öldürme,
D-Üst soy veya alt
soydan birine yada eş yada kardeşe karşı öldürme,
E-çocuğa yada beden
veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı
öldürme,
F-Gebe olduğu bilenen
kadına karşı öldürme,
G-Kişinin yerine
getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürme,
H-Bir suçu gizlemek
delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak yada yakalanmamak
amacıyla öldürme,
İ-Bir suçu
işleyememekten dolayı duyduğu infialle öldürme,
J-Kan gütme saikiyle
öldürme,
K- Töre saikiyle adam
öldürme olarak sıralanmıştır.
Türk Ceza Kanunu 83.
Maddesinde ise kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesine değinilmiştir.
Bu suçların soruşturması ve kovuşturması,
CMK ‘nın 150/3 maddesi uyarınca sanığa müdafii atanmadan yapılamaz.Bu suçları
işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde CMK’nın 100/3
maddesi uyarınca tutuklama nedeni var sayılabilir.
Türk Ceza Kanunun
106.maddesinde düzenlenen tehdit suçu ,failin bir başkasına, kendisinin yada
yakının yaşamını vücut dokunulmazlığı yada cinsel dokunulmazlığa yönelik bir
saldırı gerçekleştireceğinden yada mal varlığı itibariyle büyük bir zarara uğratacağından
veya sair bir kötülük edeceğinden ... Devamını oku Türk Ceza Kanunun
106.maddesinde düzenlenen tehdit suçu ,failin bir başkasına, kendisinin yada
yakının yaşamını vücut dokunulmazlığı yada cinsel dokunulmazlığa yönelik bir
saldırı gerçekleştireceğinden yada mal varlığı itibariyle büyük bir zarara uğratacağından
veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehdit etmesi şeklinde
belirtilmiştir.
Tehdit
suçunun TCK 106/1 de düzenlenen temel şekli taraflar arasında uzlaştırma
prosedürünün uygulanmasını gerektiren suçlardandır.
Tehdit
suçunun tehdit olarak nitelendirilmesi için ,mutlaka,mağdurun bu tehditten
haberinin olması gerekir.
Tehdit
konusu kötülüğün gerçekleşip gerçekleşmemesi ,suçun oluşması açısından önemli
değildir.
Tehdit
suçunun daha ağır cezayı gerektiren halleri şunlardır:
Silahla
tehdit, kendini tanınmayacak hale koyarak tehdit, birden fazla kişiyle birlikte
tehdit, imzasız mektup yoluyla tehdit,
örgüt ismi kullanarak tehdit, özel işaretlerle tehdit.
Tutuklamanın
nedenleri Ceza Muhakemesi Kanunu m. 100 de ,’’Kuvvetli suç şüphesinin varlığını
gösteren somut delililerin ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli
veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. İşin önemi, verilmesi
beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü ... Devamını oku Tutuklamanın
nedenleri Ceza Muhakemesi Kanunu m. 100 de ,’’Kuvvetli suç şüphesinin varlığını
gösteren somut delililerin ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli
veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. İşin önemi, verilmesi
beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması hainde, tutuklama
kararı verilemez.’’şeklinde belirtilmiştir.
Tutuklama, geçici
olarak başvurulan bir koruma tedbiridir. Tutuklama kararı sadece hakim
tarafından verilebilir .Şüphelinin tutukluluğa sevki halinde suç ceza hakimliğindeki
sorgusu sırasında müdafii bulundurulması zorunludur.Eğer şüphelinin avukatı
bulunmuyorsa kendisine baro tarafından avukat görevlendirilir.Cumhuriyet
savcısı tarafından tutuklanması istenen şüpheli hakkında hakim bu istemi
reddedip adli kontrol karırı verebilir.Tutuklama şüphelinin söz konusu suçu
işlediğine dahil samut delillerin ve kuvvetli suç delillerinin bulunması
halinde verilebilir.Bunun yanında kural olarak sanığın kaçma şüphesi veya
delilleri karartma şüphesinden en az birinin de
olayda gerçekleşmesi gerekir.Tutuklama kararı verecek olan hakim somut
olayın özelliğine göre tutuklamanın orantılı olup olmadığının takdir eder.CMK’nun 100 maddesinin
2.fıkrasında alınan hükme göre işin önemi,verilmesi beklenen ceza yada güvenlik
tedbiri ile ölçülü olmaması halinde tutuklama kararı verilemez denmektedir.
Tutuklama koşulları gerçekleşmesine karşın
tutuklama kararı orantılı olmayacak ise hakim veya mahkeme sanığın
salıverilmesine veya başka bir koruma tedbirine hükmedebilir.
Göçmen kaçakçılığı
suçu Türk Ceza Kanunun 79.maddesinde düzenlenmiştir.
Bu suç için olağan
dava zamanaşımı süresi 15 yıldır.
Bu suç ile ilgili
tutukluluk süresi en çok bir yıldır.Zorunlu hallerde altı ay kadar uzatılabilir.Göçmen kaçakçılığı
suçuna teşebbüs ,suç tamamlanmış gibi cezalandırılır.
Faili... Devamını oku Göçmen kaçakçılığı
suçu Türk Ceza Kanunun 79.maddesinde düzenlenmiştir.
Bu suç için olağan
dava zamanaşımı süresi 15 yıldır.
Bu suç ile ilgili
tutukluluk süresi en çok bir yıldır.Zorunlu hallerde altı ay kadar uzatılabilir.
Göçmen kaçakçılığı
suçuna teşebbüs ,suç tamamlanmış gibi cezalandırılır.
Failin maddi menfaat
elde etme amacı yoksa göçmen kaçakçılığı suçunun meydana gelmesi mümkün değildir.
Göçmen kaçakçılığı
suçu kapsamında hükmedilen hapis cezası adli para cezasına çevrilemez.
Hükmün açıklanması geri
bırakılması kararı ve cezanın ertelenmesi kararı verilemez.
Göçmen kaçakçılığı
suçu uzlaşmaya tabi suçlardan değildir.
Göçmen kaçakçılığı
suçunun yargılamasını Asliye Ceza Mahkemeleri yapar.
Göçmenler suçun
mağduru olmayıp konusu olduğundan birden fazla göçmenin bulunması halinde
zincirleme suç hükümleri uygulanmaz.